Çocuklarda Yeme Problemleri
ÇOCUKLARDA YEME PROBLEMLERİ
Çocukluk
çağı yaşamın
en hızlı gelişim çağıdır. Bu çağda beslenme, hayatın diğer evrelerinde olduğundan
daha önemlidir. Yeme işlevi, fiziksel büyüme için
gerekli maddelerin sağlanmasının yanında
çocuğun duygusal ve sosyal gelişimiyle de yakından ilgilidir. Yeme ve yedirme ilişkisi, çocuğa
yeni sosyal ilişkileri
deneme, ikinci bir kişi
ile karşılıklı bir ilişkiyi
başlatıp sürdürme,
doyum sağlama, keyif alma ve
hoşnutsuzluğu gösterme olanaklarını
yaratan ilk deneyimlerdir. Anne ile çocuk arasında başlayan ilişki
çocuğun sosyal çevresinde de belirleyici olmaktadır. Anne, bebeğin verdiği mesajları doğru algıladığında uyumlu ve sağlıklı bir
ilişkiden söz edilebilir.
Yeme yedirme ilişkisinde
anne çocuğun özerkliğine
ve yetilerine saygılı, uyumlu davranırken bir yandan da onun gelişim düzeyine uygun bir gıda
ve beslenme tarzı seçebilmelidir. Anne ve bebek arasındaki bu ilişki oldukça önemli ve dikkate değer
bir ilişkidir. Çünkü, bebek ilk ilişki
kurmayı annesi ile bunu da
beslenme aracılığıyla öğrenir. Öğrendiği iletişim veya ilişki
modeli kişinin tüm hayatı boyunca belirleyici olabilir. Duyarlı
bir anne tarafından ihtiyaçları algılanıp doğru bir şekilde
karşılanan annesi ile güvenli bir bağlanma ilişkisi geliştirir. Bilindiği gibi bebeklikte güvenli bağlanma geliştiren kişilerin yetişkin ilişkileri de doyurucu, tatmin edici olur. Fakat bunun tdi
durumlarda bebek güvenli
bir bağlanma geliştiremez, kaygılı ve endişeli
olur. Güvensiz bir bağlanma yetişkin sosyal ilişkilerinde de kişiyi problemli ilişkilere götürecektir. Yeme bozukluklarında pekçok
araştırma anne çocuk ilişkisine vurgu yapmıştır. Aynı zamanda
annenin yeme tutumu, beslenme alışkanlığı, çocuktaki herhangi bir tıbbi problem de yeme bozuklukları oluştumunda rol oynayabilir. Erken çocuklukta yeme problemi yaşayan çocukların
ileridde dde bu tip problemler yaşama
olasılığı yaşamayanlara göre
daha fazla bulunmuştur.
Yeme Bozuklukları
1)PiKA
Pika, çocukların
besin özelliği taşımayan ve yenilebilir olmayan maddelerin ısrarlı olarak yeme davranışı göstermesidir. Bir çocuğa pika tanısı
konulabilmesi için, gelişim düzeyine uygun olmayan bir biçimd en az bir ay süreyle
yenilebilir olmayan maddeleri sürekli
yemesi, bu davranışın
kültürel özelliklerdn etkilenmemesi gerekir. Bu maddeler, dışkı, toprak, taş,
cam gibi maddeler olabilir. Görülme yaşı 12-24 aydır, ancak daha büyük yaşlarda
da görülebilir. Zihinsel gelişme geriliği olan çocuk ve yetişkinler
arasında pika görülme sıklığı
%3 ile %14.4 arasındadır. Kurum bakımında olan çocuklar arasında ise %9-25 arasında görülmektedir.
Özellikle otizm ve
zihinsel gelişme
geriliği gibi gelişimsel sorunları olan çocuklarda daha yaygın
görünmektedir.
Pika hastalığının birçok
sebebi vardır.
Araştırmalar sebeplerinin beslenme, nöropsikiyatrik, kültürel, psikolojik, duyusal ve fizyolojik olabileceğini göstermektedir. Ayrıca
bozuk aile ilişkileri
ve stresli yaşam
bazı kişilerde pikanın ortaya çıkışında neden olarak görülebilmektedir.
2)Ruminasyon Bozukluğu
Ruminasyon bozukluğu, besin yutulduktan ve bir ölçüde sindirildikten sonratiksinme ya da bulantı gibi bir neden olmaksızın ağza
geri getirilmesidir. Bu durum tıbbi
bir problem ya da kusma olmaksızın ortaya çıkar. Tanı konulabilmesi için en az bir ay süre ile sürekli devametmesi kriteri aranmaktadır. Diğer bir ayırıcı tanı ise bu davranışın başka bir bozuklukla ortaya çıkmaması ve sıklıkla çocuk
yalnızken olmasıdır. Lokmanın
ağza getirilmesinin
ardından çocukta boş bakışlar, hareketsizlik yanı sıra
bir rahatlama ve haz alma gözlenir.
Başlaması sıklıkla
3-12 aylararasına
rastlar. Bebeklik döneminde
alınan süt ya da mama sindirilmiş olsun ya da olmasın kendiliğinden ya da parmakla uyarılma sonucu ağza geri getirilir, sonrasında tekrar çiğnenip yutulur. Ruminasyon bozukluğu tanısı konulmadan
önce merkezi sinir
sistemi ve mide bağırsak
sisteminde herhangi bir problemin olmaması gerekir.
Diğer yeme sorunlarına
göre daha az rastlanır. Sebebi hakkında kesin bir bilgi yoktur. Vakaların bir kısmında
kendiliğinden düzelme görülürken bir kısmında ise beslenme problemleri, gelişim geriliği gibi sonuçlar gözlenebilir. Nedenlerine yönelik çalışmalar ikiye ayrılır. Birinci tip ruminasyon bozukluğunda daha çok psikolojik kökenlerden bahsedilir. Özellikle anne çocuk ilişkisindeki problemler, çocuğun ilgisiz kalması gibi
nedenler çocuğun doyum almayı içsel kaynaklarında
aramasına yöneltir. Bebek doyum alamadığı yeme sürecinde besini tekrar ağzına
getirerek yeniden başlatır ve böylece kendini yatıştırarak gerginlikten kurtulmaya çalışır. Bu, doyum aramaya yönelik bir davranıştır. Ruminasyon bozukluğu olan çocuklarda kafa vurma ve kafa sallama davranışları olması bu
açıklamayı güçlendirmektedir. Sürekli
devam etmesi ise koşullanma
ile olmaktadır.
İkinci tip
ruminasyon bozukluğu
ise zihinsel gelişme
gerilikleriyle birlikte gözlenir.
Tedavide ilaç kullanımı, davranışçı tedaviler
ve anne çocuk ilişkisini temel alan psikolojik tedaviler
kullanılmaktadır.
3) Aşırı Beslenme
Aşırı beslenme,
bebeği gerekenden çok ve isteği dışında zorls yedirme şeklindee
gözlenir. Destek alımına başvurulması
çok ender görülür.
Aşırı beslenme sorunu genellikle annenin çocuğun her ağlamasını açlığa yorması ile gelişir. Anne çocuğu her seferinde besler ve zorla yedirir. Bazen de anneler
sevgilerinin bir göstergesi
olarak bebeği
gereğinden fazla
beslerler. Bu durum bebeğin
açlık-tokluk ile rahatsızlık- rahatlama arasındaki
ilişkiyi kavramasını güçleştirir. Aşırı beslenme çocukların ishal olmasına, çocuklarda salya gözlenmesine
ya da obez riski taşırlar.
4) Bebek Anoreksiya Nevrozası
Bebek anoreksiya nevrozasında yiyecek reddi ve aşırı seçicilik
görülür. Genellikle 6 ay ile 2 yaş arasında
ortaya çıkar. Bebeğin istek ve ihtiyaçlarına anneneinuygunsuz yanıtlar vermesinin ve anne bebek arasındaki ilişkinin uyumsuzluğunun bu bozukluğu güçlendirdiği
söylenir. Tanı
koymak için; en az bir aydır yeterli ölçüde besin almayı istememe,
yeme reddinin 3 yaşından
önce başlamış olması,
acıktığını belirtmeme, yiyeceğe
ilgisiz olma ancak bakım
veren kişi ile güçlü bir etkileşim
içinde olma, belirgin
büyüme geriliği gözlenmesi, yeme reddinin örseleyici bir olayla ilişkili bulunmaması,
başka bir tıbbi sorunla ilişkili olmaması belirtileri gereklidir.
5) Seçici Gıda
Reddi
Bebeğin belirgin bir şekilde
ve sürekli olarak bazı
besinleri almayı reddettiği bubeslenme bozukluğuna sık rastlanır.
Bu bozuklukta çocuk
ısrarlı olarak belirli tatları, dokuları ve kokuları olan belirli yiyecekleri yemek
istemez. Sevdiği
yiyecekleri sorunsuz yer. Bu bozukluk, besin eksikliğine ve ağız çene hareket gelişiminde
gecikmeye neden olur. Davranışçı yöntemler bu bozukluğun tedavisinde başarılıdır.
6) Obezite
Obezite kişinin ağırlığının boyuna göre beklenen kilodan %20 daha fazla
olması şeklinde tanımlanır. Bu oranın
% 60 tan fazla olması da
ağır risk etkeni
olarak değerlendirilir. Okul çağındaki çocuklarda
görülme sıklığı %5
tir. Genellikle genetik geçişten söz edilse de obezitenin aşırı kalori
alımına bağlı olduğu bilinmektedir. Psikolojik etmenlerle
de yakından ilgisi vardır. Yemek yeme davranışının çocuk için yatıştırıcı,
rahatlatıcı bir işlevi olur ve çocuk
rahatlamaya ihtiyaç duydukça yemek yer. Gergin anne çocuk ilişkilerinde çocuk sürekli kaygı ile
yüklenir ve sürekli yemek yeme ihtiyacı hisseder. Tedavide tıbbi yaklaşımlar, diyet ve anne- çocuk arasındaki etkileşimi güçlendirici psikolojik tedavi beraber tavsiye edilir.
7) Bebeklerde ve Çocuklarda Beslenme Bozukluğu
Belirgin olarak kilo almama, en az bir
aydır kilo kaybı
görülmesi
ve yetrsiz beslenmeyle belirlenen bir bozukluktur. Bebekler ve çocuklar genellikle huzursuz, ilgisiz,
içe kapanık, ve zorlayıcıdır.
Bebeklikte başlarsa
ileriki dönemde gelişim geriliği gözlenebilir, 2-3 yaşlarda
başlayan grupta ise bu
risk daha azdır.
Her 3 çocuktan birinde
olacak kadar yaygındır. Sebebi genellikle annenin yeme
konusunda aşırı
hassas ve bazen gerçekdışı tavır
ve düşünceleri olarak gösterilir. Annenin bebeğe ne yedireceğinin nasıl yedireceğinden dahaçok önem verdiği
durumlarda bu tip bozukluğa
daha çok rastlanır. Anne çocuğa besin vermeye o kadar odaklıdır ki, çocuk
ile arasındaki etkileşimde duygusal yoğunluk eksik kalmaktadır.
Yeme Sorunlarında Etkileşim ve İlişki
Çok Önemlidir
Anne çocuk ilişkisini
inceleyen çalışmalara bakıldığında en sık
bulunan bozukluklardan biri yeme bozukluğu
olması dikkat çekicidir. Anne çocuk arasında güvensiz bir bağlanma
olduğu durumlarda yeme
sorunlarının daha da arttığı gözlenmiştir.
Çocuklar her şeyde yaptığı gibi yeme davranışında da anne babalarını model alırlar.
Yapılan bir araştırmaya göre yeme sorunları olan
çocuklarda ve
annelerinde yakınlık ve dokunma işlevlerinin bozulduğu ve annnelerin büyümeyi destekleyen dokunma ve temas işlevini daha az sağladıkları,
çocukların da dokunmaya karşı olumsuz tutum ve ret geliştirdikleri gözlenmiştir. Bu tip çocukların daha az sözel uyarı, daha az tepki aldıkları, annelerin çocuklarıyla daha az oyun oynadıkları görülmüştür.
Bu tip çocuklar daha az
birliktelik istemektedirler.
Çocuklar bakım veren kişiler tarafından belirli bir gıdayı yemeye zorlandığında
asıl o gıdaları yememeye ilişkin
bir tutum sergilediği
görülmüştür.
Anneler çocuklarının işaretlerini
anlayamadıklarında ya da kendi kaygılarını çocuğun özerklik ihtiyacından
daha da ön planda tuttuklarında , annelerle çocukları arasında yemek zamanlarında
bir çatışma yaşanmaktadır.
Eğer anne çocuğun yiyeceği
ele almasını ya da ulaşmasını önler
ve ellerini, üstünü başını
ya da çevresini kirletmesine izin vermezse, onun beslenme özerkliğini kısıtlamış olur. Bu da, yemek zamanlarının
anlaşmazlık içinde geçmesine,
çocuğun yemeğe ve yemeye karşı olumsuz
bir tutum geliştirmesine
neden olmaktadır.
Müdahele
Beslenme sadece gıda alımı olarak
yorumlanmamalı çocuğun duygusal ihtiyaçları ile de ilişkili
olduğu bilinmelidir.
Anne ile bebek arasındaki
herhangi bir uyumsuzluk genellikle beslenme problemelri şeklinde ortaya çıkabilir. Çocuğun eşlik
eden bir tıbbi problemi yoksa
beslenme problemlerinin çözümü için
anne bebek iletişimi
güçlendirecek
psikolojik müdaheleler,
ayrıca çocuğa uygulanabilecek davranışçı yöntemler
etkili olmaktadır.
Psk. Berna GÖRGÜLÜ ÇELİK
Dengeli Yaşam Psikoloji
Mecidiyeköy Mahallesi. Büyükdere Cad.
Kral Apt. No:75/18
Mecidiyeköy /Şişli /İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder