Uzman Görüşü : Çocuklarda Tik Bozuklukları




Tikler belirli kas gruplarında meydana gelen, istemsiz bir şekilde gerçekleşen aniden ortaya çıkan, tekrar eden, rastgele süren, motor hareket ya da  ses çıkarma şeklinde görülen davranışlardır. Çocuklardaki tik bozuklukları birden fazla şekilde görülmektedir. Bunlar,



1)    Tourette Bozukluğu

2)    Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu

3)    Gelip Geçici Tik bozukluğu

4)    Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu' dur.



Tourette Bozukluğu


En ağır tik bozukluğudur. Okul öncesinde başlayan geçici basit tiklerle( göz kırpma ya da baş silkme gibi) kendini gösterir. Gelip geçici olan bu tikler bir süre sonra sürekli hale gelir ve çocuğun hayatını etkilemeye başlar. Bozukluk ilerledikçe hareketsel tikler daha komplike hale almaya başlar. Daha da ileri dönemlerde vokal tikler başlar. Örneğin boğaz temizleme gibi. Konuşmanın hızında, yüksekliğinde veya ritminde belirgin değişiklikler de vokal tikler arasında görülebilir.



Tikler 1 yıldan daha uzun süren bir dönem boyunca aralıklı olarak hemen her gün, günde birkaç kez ortaya çıkmaktadır. 3 aydan daha uzun süre tiklerin olmadığı bir dönem genellikle görülmez.



Geç ergenlik ve erken yetişkinlikte biraz düzelme görülebilir. 



Kronik Motor ya da Vokal Tik Bozukluğu



Çok seyrek rastlanan bir bozukluktur. Çocuklarda ve yetişinlerde de görülebilir. Kronik, basit veya karmaşık tikler bu bozukluğun temel belirtileridir. Tiklerin çoğu baş, boyun ve vücudun üst kısımlarında görülür. Yetişinlerde olan kısmı sadece yorgunluk ve stres zamanlarında ortaya çıkabilir. Tikler bir yıldan daha uzun süren bir dönemde hemen her gün, günde birkaç kez ortaya çıkar ve genellikle 3 aydan daha fazla olmadığı görülmez.



Gelip Geçici Tik Bozukluğu



Bir ya da daha fazla hareketsel tiklerin şiddetinin haftalar ya da aylar boyunca artıp azalmasıdır. Tipik olarak baş, boyun gibi bedenin üst kısımlarında görülür. Sıklığı az olsa da sadece ses tikleri de görülebilir, bu durumda hareketsel tikler gözükmez. 3-8 yaşlarında ortaya çıkar, erkekler daha fazla risk altındadır.



Tikler en az 4 hafta süre ile görülür, 12 aydan uzun bir süre de ortaya çıkmayabiir.



Başka Türlü Adlandırılamayan Tik Bozukluğu



Doğal bir tik bozukluğunun ölçülerini karşılamayan tiklerbu şekilde adlandırılır. Örneğin 4 haftadan daha kısa süren ve 18 yaşından sonra başlayan tikler.



Çocuklarda görülebilecek çeşitli hareket ve ses tikleri şunlardır:



  Dokunma, yüz ekşitme, göz kırpma, öksürme, boğaz temizleme, burun karıştırma, atlama, nesneleri koklama, omuz silkme, baş çevirme, cinsel organı ile oynama, burun çekme, dudak yalama, dudak ısırma, deri yolma, küfürlü konuşma, dil çevirme, parmak oynatma, kaş kaldırma, vücudunu döndürme, baş sallama, diş gıcırdatma, öpme, yalanma, çiğneme sesi çıkarma, mırıldanma, çömelme...vb. Bu liste çok daha uzayabilir, bunlar başlıcalarıdır.



Sebepleri



İkizlerle yapılan çalışmalara bakıldığında tik bozukluğunda genetik faktörlerin etkili olduğu bulunmuştur. Bazı çalışmalar tik bozukluğu olan hastaların birinci derece yakınlarında olmayanlara göre daha fazla tik bozukluğu ya da obsesif kompülsif bozukluk olduğunu göstermiştir.



Beyindeki bazı bölgelerin küçülmesi ve bazı bölgelerdeki artma, beyindeki bazı hormonların artışı( dopamin gibi) bu bozukluğu olan kişilerde ortak olarak gözlemlenmiştir. Fakat bozukluk tamamen beyinsel bir lezyonla ilgili değildir.



Tiklerin olan çocukların annelerinde olmayanlara göre 1,5 kat daha fazla hamilelik komplikasyonu yaşandığı araştırmalarca desteklenmiştir. Gebelik döneminde aşırı stres de çocukta tik bozukluğu oluşmasında rol oynayabilir. Düşük doğum kilosu olan çocukların tik bozukluğu geliştirme riski daha fazladır.



Uzun süren görme bozuklukları, burun akıntıları ya da omuz ağrıları tik oluşumuna neden olabilir. Görme bozukluğundan dolayı sürekli gözünü kırpıştıran ya da uzun süren burun akıntılarında sürekli bir öksüren bir çocuk bunu alışkanlık haline getirebilir. Fakat bunlara az rastlanmaktadır.



Psikolojik kökenli tikler genellikle daha yoğun görülür. Psikolojik faktörler;  yoğun stres, fazla yargılanan çocuk, çocuğunun yeteneğinden fazla bir beklentiye girilmesi, travmatik yaşantılar, yakınlarından birinin kaybı, çocuğun akranları ile kıyaslanması, kardeş kıskançlığı, çocuğun kaygı düzeyinin yüksek veya kontrolcü bir yapıda olması gibi yaşantılardır.



Yapılan bir çalışmaya göre kardeş sayısının fazlalığı tik bozukluklarında risk etmeni olarak kabul edilmiştir. Burada annenin çok fazla çocukla ilgilenmesinden dolayı oluşan anne sevgisi ve ilgisinin yetersizliği çocuğa tik davranışlarını yaptırmaya götürebilir.



Tik bozukluğu genellikle obsesif kmpülsif bozukluk ve dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ile beraber görülür.



Erkeklerde kızlara göre daha fazla görülür. En fazla 7-11 yaşları arasında görülür. Erkek çocuklarda %1-13 kız çocuklarda ise %1-11 oranında görülür.



Sosyal ve özellikle okul ortamında sorun yaratan bir bozukluktur. Okulda tiklerini bastırmakiçin efor sarf eden bir çocuk öğretmenin anlattığına odaklanamayabilir ve oku başarısızlıkları ortaya çıkabilir .



Tedavi



Tik bozuklukları tedavisinde bütüncül bir yaklaşım benimsemek gerekir. İlaç tedavisi ve yanında psikolojik müdahale en etkin tedavidir. Psikolojik müdaheleye aileyi kesinlikle dahil etmek gerekir.

Öncelikle şunu unutmamak gerekir ki, çocuklar bu tikleri istemsiz bir şekilde yapmaktadır. Ailelerin istese düzeltebilir gibi düşünceleri ya da her tik sonrasında çocuğa sert uyarılar verilmesi bu durumu çok daha zorlaştırıp çocuğun tiklerini artırabilir. Tikleri ceza ile ortadan kaldırmak mümün değildir, ancak çocuğu anlamaya çalışmak durumun düzelmesi için bir adım olabilir.



Tikleri olan bir çocuk, sıkıntılarının yetişkinler tarafından anlaşılmasını bekler. Bu gibi durumlarda çocuğu anladığını belirten cümlelerin çocuğa söylenmesi gerekir. Örnek' sanki şu an kendi şöyle şöyle hissediyorsun'  ' gördüğüm kadarıyla biraz endişelisin, bu seni rahatsız ediyor, bundan sıkılmışsın'   ' bu durum sanki seni öfkelendirmiş' gibi sözcüklerle çocuğu anladığımızı ona belirtmeliyiz. Çünkü anlaşıldığını hisseden bir çocuk aynı zamanda kendisini değerli de hissedecektir, bu onun içsel kaygısının azalmasını sağlayacaktır.



Çocuğun tik bozukluğunun sürekli ailenin gündeminde olması ve çocuğun sürekli uyarılması şüphesiz bu tikleri artıracaktır. Tikleri aile konuşabilmeli; fakat sürekli gündeminde de tutmamalıdır.



Tiklerin sebebi genellikle yoğun kaygıdır. Okulda tiklerini bastıran çocuk, eve geldiğinde kendini daha  güvende hissederek tiklerinde artış görülebilir. Bu, sık rastlanan bir durumdur. Çocuğa dürtülerin daha iyi ifade yolunun öğretilmesi gerekir. Bunun için öncelikle çocuğu tanımak ve içsel dürtülerinin ne olduğunu keşfetmek önemlidir.



Çocuklar duygu ve düşüncelerini biz yetişkinler gibi açıklayamazlar, çünkü henüz soyut olarak düşünme yetileri gelişmemiştir. Çocuk içinde bulunduğu bir sıkıntıyı genellikle davranış olarak dışa vurur. Bu davranışlar öfke patlaması, dikkat problemi, aşırı hareketlilik, tik bozukluğu olabileceği gibi içe kapanma, özgüven düşüklüğü depresif duygudurum olabilir. Çocukta bu tip bir problem gördüğünde ebeveynin aklına ilk olarak bu çocuk bununla bize ne anlatmak istiyor sorusu gelmelidir. Bu sorudan sonra davranışın ne zaman başladığı tespit edilmeli ve o dönemler ayrıntılı olarak gözden geçirilmelidir. Bunları yapabilmek için ebeveynin çocuğu her zaman iyi gözlemlemesi gerekir.



Çocuk genellikle içindeki bir kaygıyı ya da dürtüyü tikler şeklinde davranışa vurabilir. Bu noktada çocuğu tanımak çok önemlidir. Çocuğun hayatında yolunda gitmeyen şeyi bulmak için çocuğun dünyasına girebilmek gerekir.



Terapist önce çocuğun dünyasına iyi girebilen bir kişilikte olmalıdır, yani çocuklarla iletişimi iyi olmalıdır. Çocukla ilgili aileden çok geniş bir bilgi alınmalıdır. Çocukla yürütülen terapilerde de çocuğun içinde çözemediği problem iyi taranmalıdır.



Aile ile beraber psiko eğitim çalışmaları yapmak bu tip vakalarda önerilir. Tik bozuklukları hakkında aileye geniş bir bilgi verilmeli, daha sonrasında hastalığın seyri hakkında aile bilgilendirilmelidir. Tik bozukluğu olan ailelerinde katı ve sert kuralların olduğu gözlemlenmiştir. Bu tip tutumlar çocukta kaygı yaratır, aileye bu konularla ilgili bilgilendirme çalışması yapmak gerekir.  



Klinik ortama gelen tik bozuklukları vakasında genellikle geç kalınmış müdahele gözlemlenir. Bunun sebebi ailenin tiklerin bir süre geçebileceğini düşünmeleridir. Bu tip durumlarda genellikle tedavi zorlaşır; fakat hızlı yapılan müdahelelerde başarı oranı çok daha yüksektir.



Aile üyelerinin çocuğa karşı daha kapsayıcı ve sevgi dolu olması, çocuğa hataları söylenirken yargılayıcı değil nötr bir ses tonu ile, kızarak değil kapsayıp düzelmesi için sevgiyle söylenmesi çocuk için tedavi edici bir unsur olarak kabul edilir. Bazen sadece küçük  hataların görmezden gelinmesi her şeyi çok daha kolay bir hale getirebilir.
 
Psikolog Berna GÖRGÜLÜ ÇELİK 
 
Mecidiyeköy Mah. Büyükdere Cad.
 Kral Apt. No:75/18 
Mecidiyeköy /Şişli /İstanbul
TEL:  +90 212 213 00 26

Yorumlar

Popüler Yayınlar